Raheem Sterling: Manchester City’den 47.5 milyon sterlinlik transferden bu yana Chelsea’de neler oluyor? | Futbol Haberleri

Thomas Tuchel, Raheem Sterling’in rakipleri Manchester City’den 47.5 milyon sterlinlik sözleşme imzalamasının Chelsea’nin Temmuz ayında “1 numaralı önceliği” olduğunu söyledi. Dört aydan kısa bir süre sonra, Tuchel gitti ve 27 yaşındaki çocuktan en iyiyi nasıl elde edebileceğini bulmak, hızla Graham Potter’ın 1 numaralı endişesi haline geliyor.

Tuchel, Premier Lig’de altılı büyük bir takımdan dört kez kazanan bir oyuncunun yakalanmasından anlaşılır bir şekilde etkilendi ve 27 yaşındaki oyuncunun kendi tarafına katacağı “esneklik, hareketlilik ve ön taraftaki hücum seçeneklerinin” altını çizdi.

Tuchel’in yerine geçen Potter, Stamford Bridge’de dizginleri eline aldığından beri Sterling’den benzer şekilde söz etti ve onun “birkaç pozisyonda oynama esnekliğini, kabiliyetini ve kalitesini” övdü.

Ancak selefi Sterling’i hemen saldırıya dahil ederken, Potter İngiltere enternasyonalinin taktik çok yönlülüğünü onu kanat arkası da dahil olmak üzere çeşitli pozisyonlarda konuşlandırarak kullandı.

Teknik direktör Chelsea kariyerinin başlangıcında dokuz maçlık yenilmezlik serisinin tadını çıkarırken bile, Sterling’i kullanması kaşlarını kaldırdı. İster kanat oyuncusu, ister forvet ya da arka kanat olarak oynuyor olsun, gerçek şu ki, Sterling’in Potter’ın altında sadece bir golü ve bir asisti var.

Ufukta bir Dünya Kupası varken, Chelsea ve Potter’ın sorununun İngiltere ve Gareth Southgate tarafından da paylaşılması tehlikesi var.

Sterling neden kanatlarda oynuyor?

City’de kanat oyuncusu olarak geçirdiği yedi yılın çoğunu geçiren Sterling, Chelsea ile Londra’ya döndükten sonra sadece yeni bir kulübe değil, aynı zamanda bir dizi yeni pozisyona da uyum sağlamak zorunda kaldı.

Eski QPR genci, baş antrenör 4-4-2’ye geçtiğinde kendini Kai Havertz ile birlikte ön iki takımın bir parçası olarak bulmadan önce Tuchel’in 3-4-3 sisteminde sahte dokuz olarak sıralandı.

İnce ayar, ilk üç maçında golsüz gittikten sonra sonraki iki maçında üç gol atan Sterling’e uygun görünüyordu.

Ancak Potter’ın gelişi, Sterling’in hem sağ hem de sol arka kanatta konuşlanmaları ve ön üçlüdeki rolüyle yeniden hareket ettiğini gördü, çünkü eski Brighton patronu Chelsea’yi büyük ölçüde arkada üçlük düzenine döndürdü.

Potter, Sterling’in “esnekliğinden” yararlanmak istemesinin yanı sıra, Sterling’i kullanmasının bir nedeni olarak yaralanmaları da gösterdi. Baş antrenör, “sahip olduğumuz oyuncuları kaybetmenin kolay olmadığını” ve “sürekli olarak doğru dengeyi bulmaya çalıştığını” itiraf etti.

Potter, Reece James, Wesley Fofana ve N’Golo Kante’nin kayıplarıyla başa çıkmak zorunda kaldı ve Chelsea’nin tek gerçek sağ beki James’in yokluğu özellikle baş ağrısına neden oldu.

Sterling, James’in yerine geçmekle görevlendirilen ilk oyuncuydu, ancak bu deney Aston Villa’da sadece 45 dakika sonra sona erdi. O zamandan beri, Ruben Loftus-Cheek ve Cesar Azpilicueta sağ kanatta birer maça başlarken, Christian Pulisic orada iki kez başladı. Potter’ın hala James’in kaybıyla başa çıkmanın en iyi yolunu aradığı açık.

Villa Park’taki o öğleden sonradan beri, Sterling’in arka kanattaki hareketi büyük ölçüde solda oldu. İlk maçı, Potter’ın ilk maçında evinde Red Bull Salzburg’a karşıydı – James karşı kanatta başladığında – ve Sterling’in son dört maçından üçü bu rol için geldi. Bu, iki doğal sol bek olan Ben Chilwell ve Marc Cucurella’ya rağmen.

Elbette, Blues’un sekiz birinci takım oyuncusu imzaladığını gören bir transfer döneminin kapanmasından sadece bir hafta sonra devraldığı bir Chelsea kadrosuyla hala başa çıkmakta olan Potter’ın bir unsuru var. 47 yaşındaki oyuncu, kış Dünya Kupası nedeniyle sıkışık program nedeniyle ekibiyle antrenman sahasında çalışmak için zamandan da mahrum kaldı, bu da maçla ilgili kamuoyu önünde birçok taktik deney yapılması gerektiği anlamına geliyor. günler.

Potter’ın Chelsea’ye katılma konusundaki taktiksel fikirlerine dair ipuçları, Brighton’da sık sık üç ve dört kişilik savunmalar arasında geçiş yaptığı ve Solly March ve Leandro Trossard gibi kanat oyuncularını kanat beklerine dönüştürmesine yardımcı olduğu süre boyunca da ortadaydı.

Sterling’in Salzburg ile 1-1 berabere kaldıkları maçta kanat-back olarak ilk çıkışından sonra Potter, Avusturyalıların “ortayı bloklama” yeteneğinin eski City oyuncusunu kullanmasının arkasında olduğunu söyledi.

Salzburg 4-3-1-2 dizilişiyle oynadı, yani Sterling’in mücadele edebileceği bir kanat oyuncusu yoktu. rakip defans oyuncularıyla bire bir maçlarda hücum eden yetenekler.

AC Milan’a karşı oynanan iki maçta ve Manchester United’ın ziyareti için – kanatlarla oynayan takımlar – Potter’ın Sterling’i tekrar hücuma kaydırdığını ve kanat arkalarında daha fazla ortodoks defans oyuncusu oynadığını söylüyordu.

Potter’ın deneyi işe yaradı mı?

Potter’ın Cumartesi günü Brighton’da Sterling ve Pulisic’i kanat-back olarak sıraya koymaktan pişmanlık duyup duymadığını merak etmek doğru olur.

İki kanat oyuncusu birkaç gün önce Salzburg’daki 2-1’lik galibiyette benzer roller oynamıştı ve bu belki de Potter’a Amex Stadyumu’nda böylesine cesur bir plana sadık kalma güvenini sağladı.

Brighton, Potter’ın halefi Roberto De Zerbi’nin yönetiminde düzenli olarak 3-4-3 dizilişi kullanmıştı; bu, tekrar ederse, Sterling’in kanat gerisinden son üçüncü sıraya tekrar geçebileceği anlamına geliyordu, saldırmayı bekleyen bir kanat oyuncusu olmadığı bilgisine güvenerek. boşaldığı boşlukta.

Ancak De Zerbi, Chelsea’nin ziyareti için 4-2-3-1’e geçti ve açılış karşılaşmalarında Brighton’ın etrafını sardığı için ziyaretçileri yakaladı. Sterling geri çekildiğinde, Blues ağır bir yenilgiye doğru ilerliyordu.

Martılar ile olan çatışmalarından önce Chelsea, Potter altında oynadığı dokuz maçta sadece dört kez kabul etmişti, bu da taktiksel doğrama ve değiştirmenin takımının savunma performansları üzerinde olumsuz bir etkisi olmadığını gösteriyor.

Ama Potter’ın kurcalaması Sterling’i olumsuz etkiledi mi? Aşağıdaki tablo, 90 dakika başına daha gelişmiş bir rolde oynadığından daha az gol, asist ve top alma kaydettiğini gösteriyor.

Bununla birlikte, bu metriklere bakıldığında Sterling’in çıktısındaki fark, beklendiği kadar keskin değil – henüz kanattan bir devralmayı tamamlamadığı gerçeği dışında. Ancak daha içine kapanık bir rolden daha fazla şut ve son üçüncü paslar kaydetmeyi başardı ve bu da hücum gücünün Potter’ın deneyi tarafından büyük ölçüde azalmadığını gösteriyor.

Bu belki de Potter’ın Sterling’den kanat-arkadan son derece hücumcu bir tarzda oynamasını istemesiyle açıklanabilir. Aşağıdaki grafik, Sterling’in bu pozisyonda oynadığı maçlarda aldığı ortalama pozisyonları ve neredeyse tüm zamanını rakip yarıda geçirdiğini gösteriyor.

Chelsea için daha önemli olan şey, City’den ayrıldığından beri Sterling’in hücum gücünün ne kadar düştüğü. Aşağıdaki tablo, Etihad Stadı’nı Stamford Bridge ile değiştirmesinden bu yana toplam gol, asist, şut, tamamlanan top alma ve son üçüncü pas toplamlarını gösteriyor.

İngiltere endişelenmeli mi?

Reece James, Kyle Walker ve Kyle Walker-Peters’ı çevreleyen kondisyon endişeleri ve Gareth Southgate’in Trent Alexander-Arnold’a karşı görünüşte ılık hisleri göz önüne alındığında, İngiltere menajerinin Sterling’in ön kanattaki performanslarını not edip etmediğini görmek ilginç olacak. Dünya Kupası.

Sterling’in bu pozisyonda ürettiği karışık sonuçlar – kimsenin doğal bir savunmacı fikri yok – Southgate’i Potter’ın planını kopyalamaya teşvik etmeyebilir, özellikle de Alexander-Arnold’un sağ kanatta fırsat eksikliğinin en azından ikinci sırada olduğunu söylediği kayıtlara göre. “çok yönlü oyununun” rakiplerinin arkasında olması nedeniyle.

Ancak Southgate’in Sterling’i bir kanat oyuncusu olarak küçümsemesinin daha açık nedeni, Katar’daki saldırının önemli bir bileşeni olarak zaten kaleme alınmış olması. Eski Liverpool oyuncusunun ülkesi için 79 büyük forması ve 19 golü var – bunların çoğu Southgate’e ait – ve sadece forvette oynadığı 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda UEFA’nın turnuva takımında yer aldı.

Sterling’in şu anki durumu ile kendini o turnuvaya girerken bulduğu durum arasında kurulacak paralellikler var. 2021 yazında Sterling, City ile beş yıl içindeki en düşük toplam gol ve asist toplamını kaydettiğini gören bir sezondan çıkıyordu ve takımın iki eleme maçı dışında hepsinde ilk 11’i kaçırdı. Şampiyonlar Ligi finali.

Sterling’in Chelsea takımındaki yeri güvende olsa da, büyük bir uluslararası turnuvaya hazırlanırken performansları yeniden sorgulanıyor. Southgate ve İngiltere, 18 ay önce yaptığı gibi, takıma finale kadar ilham vermeye yardımcı olarak yanıt verebileceğini umuyor olacak.

Sterlin nasıl geri döner?

Sterling’in Chelsea forması giydirmesi pozisyonuna bağlı olarak büyük ölçüde değişmediği göz önüne alındığında, onu saldırıda düzenli bir role geri döndürmenin servetini canlandıracağını söylemek kadar basit olamaz. Telaşlı bir fikstür programında yeni bir kadroyla uğraşırken, Potter’a seçimleri konusunda da izin verilmesi gerekiyor.

Sterling, Chelsea’ye katıldıktan sonra Thomas’ın altında çalışmaktan heyecan duyduğunu söyledi. [Tuchel]”Yönetimi”, Potter’ın kendisini bir kanat-bek olarak kullanması konusunda olumlu olduğunu, rolden “hoşlandığını” ve Salzburg’a karşı berabere kaldıktan sonra “zamanla daha iyi olacağını” söyledi.

Ancak gerçek şu ki, 450’den fazla üst düzey kulüp maçında Sterling, bunlardan bir düzineden daha azına kanat-bek olarak başladı – bazıları on yılın en iyi bölümünde Liverpool’da Brendan Rodgers’ın altına girdi.

2017/18 sezonunun başlangıcından bu yana, Premier Lig’de zamanın çoğunu Pep Guardiola’nın altında City’de sol kanatta geçiren Sterling’den sadece üç oyuncu (Mohamed Salah, Harry Kane ve Jamie Vardy) daha fazla gol attı.

Sol kanatta Chilwell ve Cucurella daha doğal seçeneklerle, Sterling’i hücum oyuncusu olarak yeniden yerleştirmek kolayca yapılabilir. Tarafta daha tutarlı ve tanıdık bir rol teklif edilmesi, Sterling’in Guardiola’nın Manchester’daki büyüsü altında çok uzun bir süre sonra Chelsea’ye ve Potter’a uyum sağlamasına kesinlikle yardımcı olacaktır.